YAKINIMI İNTİHAR SONUCU KAYBETTİM

NE YAPMALIYIM?

Hayatta en zor şeylerden biri sevdiğin birini kaybetmektir. Öncelikle size kaybettiğiniz sevdiğiniz için baş sağlığı dileriz. Hiçbir kaybın acısının aynı olmadığını bilerek acınızı paylaşıyoruz. Belki neler yaşadığınızı tam olarak anlayamasak da acı çektiğinizi bildiğimizi ve yardımcı olmak istediğimizi bilmenizi isteriz.
Yakınınızı kaybettikten ne kadar süre sonra bu yazıyı okuyacağınızı bilmiyoruz. Ayrıca her insanın yas tutma şeklinin farklı olduğunu; bu süreçteki duygu, düşünce ve tepkilerin değişkenlik gösterebileceğini biliyoruz. O yüzden bu yazının size uymayan yerlerini geçebilir, size yardımcı olacak kısımlarına odaklanabilirsiniz.
İntihar sonucu sevdiğiniz bir kişiyi kaybettiğinizde yaşamanızın muhtemel olduğu zorlu yas sürecini bir nebze kolaylaştırmak için bazı önerilerimiz olabilir. Bu öneriler klinik tecrübe, bilimsel bilgi ve kaybedilen kişilerin yakınları tarafından yapılan paylaşımlar neticesinde ortaya çıkmıştır.
Buradaki amacımız kaybınızı ve/veya bu kaybın acısını unutturmak ya da bu durumu aşıp hayata devam etmenizi sağlamak değildir. Amacımız kaybettiğiniz sevdiğinizi yâd edebilmeniz, yaşadığınız kaybın getirdiği değişiklikleri anlamanız ve hayata nasıl devam edeceğiniz ile ilgili bir yol bulmanıza yardım etmektir.​
Yasın süresi ile ilgili çeşitli bilgiler edinmiş olabilirsiniz. Olağan bir yasın 6 ay süreceğine dair kitabi bir bilgi olsa da bu sürenin doğruluğu şüphelidir. Yapılan gözlemler yasın sıklıkla ilk 1 yıl devam ettiği ve ilk ölüm yıldönümünden sonra hayata adaptasyonun daha kolaylaştığı yönündedir. Bununla beraber kaybedilen kişiyle olan ilişkinin yakınlığı, beraber geçirilen süre, anlaşmazlıklar olup olmaması ve kayıp öncesi sürece bağlı olarak sürenin 2 yıl ve üzerinde seyretmesi de olağandır. Unutulmamalıdır ki; yas bitiş çizgisi belli bir parkur gibi değildir, bir süreçtir ve onunla beraber devam ederiz.

BU SÜREÇTE YAŞANABİLECEKLER: ​
SİZ DE BUNLARI YAŞIYOR MUSUNUZ?​

Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde duygularımız, düşüncelerimiz, bedenimiz ve davranışlarımızla tepki veririz. Bu tepkilerin ne olacağı ve nasıl olması gerektiği ile ilgili kurallar yoktur. Her kişinin kendine özgü bir yanıtı vardır.​

Sevdiğiniz birini intihar sonucu kaybettikten sonra,​

  • Şok olma, üzüntü, özlem, boşluk, öfke, kırgınlık, dışlanmışlık, reddedilmişlik, suçluluk, pişmanlık, yalnızlık, utanç ….gibi duygular ,​

  • ‘Neden.....’, ‘Bize/bana bunu nasıl yapar?’, ‘İnanamıyorum’, ‘Gerçek değilmiş gibi’, ‘Keşke…….’, ‘Ya ……… olursa…’ , ‘Fark edebilir miydim?’ gibi düşünceler,​

  • Göğsünüzde sıkışma, çarpıntı, vücudunuzda uyuşmalar, ağrı ve yorgunluk gibi bedensel hisler yaşayabilirsiniz.​

  • Bu duygu, düşünce ve hislerin belirli bir sırası, süresi ve şiddeti yoktur. Burada verilen örnekler dışında herhangi bir duygu, düşünce ya da hissiniz de olabilir.​

  • Kendinizi suçlama, diğer insanları suçlama, neden intihar ettiğini anlamak için düşünüp durma, gelecekle ilgili endişe etme, hayatın anlamını sorgulama gibi davranışlar sergileyebilirsiniz. Bu davranışlar sıklıkla otomatik olarak başlar ve yukarıda bahsedilen zorlayıcı duygu, düşünce ve hislerle baş etme yöntemi olarak görülebilir. Ancak bu davranışlar hayatınızı işgal ederse insan ilişkilerinde bozulma, aile ilişkilerinde değişiklikler, sosyal ortamlardan uzaklaşma, iş ve okul yaşamında problemler gibi sorunlar yaşayabilirsiniz.​

    Bu süreç oldukça zordur ve sıralanan bu zorluklar sürecin olağan bir parçasıdır. Eğer bu zorlanma günlük hayatınızı sürdürmenize engel oluyorsa o zaman yardım almanızda fayda vardır.​
    Bu zor süreci geçirmenize yardımcı olmak adına bazı önerilerimiz olabilir.​
     

 

Duygular ve düşünceler zarar verici şeyler değildir. Zorlayıcı duygu ve düşünceler ortaya çıktığından bizim onlara verdiğimiz tepkiler -yani davranışlarımız- bu duygu ve düşüncelerin hayatımızı ne yönde etkileyeceğini belirler. Burada nasıl davranacağımızı seçebilmek için öncelikle duygunun ya da düşüncenin varlığını fark etmemiz gerekir

  • Duygular ve düşünceler zarar verici şeyler değildir. Zorlayıcı duygu ve düşünceler ortaya çıktığından bizim onlara verdiğimiz tepkiler -yani davranışlarımız- bu duygu ve düşüncelerin hayatımızı ne yönde etkileyeceğini belirler. Burada nasıl davranacağımızı seçebilmek için öncelikle duygunun ya da düşüncenin varlığını fark etmemiz gerekir.

    • Sevdiğiniz kişinin intihar etmesi ile ilgili ne hissettiğinizi fark edin. ​

    • Bir gözlemci edasıyla yargılamadan, geri adım atmadan sadece bu duygunun ne olduğuna bakın.

    • Bu duygu sizin için neyin önemli olduğunu söylüyor? Sizin için kıymetli olan neye işaret ediyor? 

    • Ve bu önemli şeyle ilgili hayata geçirmeyi kıymetli bulduğunuz davranışları listeleyin. ​

Yönergeler anlaşılır gelmediyse video yardımı için tıklayınız.

 

 

İntihar sonucu bir yakınınızı kaybettikten sonra verebileceğiniz en doğal tepkilerden biri, kaybettiğiniz kişinin neden intihar ettiğini anlamaya çalışmaktır. Kaybettiğiniz kişinin ölmeden önce nasıl bir acı içerisinde olduğunu, intihar riskinin fark edilip edilemeyeceğini, intihar etmesine engel olunup olunamayacağını, suçlanacak birinin/birilerinin olup olmadığını ve elden bir şey gelip gelmeyeceğini düşünüp durabilirsiniz. Zihniniz bu konuda olası birtakım açıklamalar yapacaktır ya da belki hiçbir fikir üretemeyecektir. Her iki durumda da cevap arama çabanız anlaşılırdır. Cevabı bulamamaksa çok olağandır…

      

  • Neden intihar ettiğini anlama çabanıza eşlik eden duyguları ve düşünceleri fark edin.​

  • Şu ana kadar cevabı bulup bulamadığınıza bakın.​

  • Zihniniz neden intihar ettiğini anlamanın neye çözüm olacağını söylüyor fark edin.​

  • Burada sizin için önemli olan şeyi fark edin.​

  • Bu adımları izlemekte zorlanıyorsanız video yardımı için tıklayınız​.

     

İntihar sonucu sevdiğiniz birini kaybettiğinizde diğer insanların kaybettiğiniz yakınınız ve sizin hakkında hoş olmayan düşüncelere sahip olacağına, önyargılı ya da suçlayıcı davranacağına dair endişeler taşıyabilirsiniz. Böyle bir durumda utanç, öfke vb. duygular hissedebilir, insanlardan ve toplumdan uzaklaşmaya başlayabilirsiniz. ​

Siz de kendinize böyle davrandığınızı fark edebilirsiniz. ‘Bu süreci atlatamamak’, ‘takılıp kalmak’, ‘başımıza bu da mı gelecekti’ gibi düşüncelerle kendinize yüklendiğinizi fark edebilirsiniz. Ya da kaybettiğiniz kişiye karşı kırgın, öfkeli hissedebilir; onu suçlayabilir ve bundan dolayı da kendinize kızabilirsiniz.​

İçinde yaşadığımız toplum bize sürekli güçlü olmamız, ayakta durmamız, bu kadar üzülmememiz, bu kadar ağlamamamız ve ölen kişiyle ilgili olumsuz şeyler düşünmememiz gerektiğini söyler. ​

Bu süreçte değişen duygular yaşamanız ve  acı çekmeniz normaldir. Acınızı yaşamak konusunda kendinize insaflı davranın ve hayatla bağınızı da sürdürün. Yani hem ağlayıp üzüldüğünüz ve hem de sevinip güldüğünüz zamanlar olacak. Her iki durumda da kendinize anlayışla yaklaşın. İnsan olmak her ikisini de yaşamayı gerektirir.​

Kendinize karşı anlayışlı olmakla ilgili zorlanıyorsanız video yardımı için tıklayınız.​



Kaybettiğiniz kişinin ölümünde kendinizin ya da başkalarının sorumluluğu olup olmadığı bir başka zorlayıcı süreç olabilir. Kendinizi veya başkalarını suçlamaya eğilimli olabilirsiniz. Bu suçlamaları dile getiriyor ya da zihninizde tekrar ediyor olabilirsiniz. Öfke, haksızlığa uğramışlık, çaresizlik, güçsüzlük, pişmanlık, suçluluk hissedebilirsiniz.  Olayları tekrar tekrar gözden geçirebilirsiniz.​

  • Diğerlerini suçlamanın sizde nasıl bir etkisi olduğuna bakın.​

  • Diğerlerini suçlamanın suçladığınız kişilerde nasıl bir etkisi olduğuna bakın (Eğer açık açık suçlamada bulunuyorsanız).​

  • Zihniniz suçluyu bulmanın ya da ona haddini bildirmenin neye çözüm olacağını söylediğini fark edin.​

  • Suçlu ya da suçlanacak birinin olup olmadığını bulmanın sizin hayatınızda önemli olan neyle ilgili olduğunu fark edin.​

  • Daha fazlası için video yardımına tıklayınız.​
     



Kayıp sonrası hayatı anlamlandırmakla ilgili zorluk yaşayabilirsiniz. Hayatın anlamsız olduğu, o kişi yokken eksik olduğu, boşuna yaşandığı ya da öncelik verdiğiniz şeylerin ne kadar öncelikli olduğu konusunda düşüncelere ve sorgulamalara kapılabilirsiniz.​

Bu süreçte yaşanılan duygular zorlayıcı olabilir, ne yapacağınızı bilemeyebilir ve günlük aktivitelerinizden uzaklaşabilirsiniz.​

Her ne kadar şu an buna odaklanmak zor olsa da aslında insan hayatı için önemli olan bir sorunun gündeme geldiği bu süreç hayatınızın devamını inşa etmek için bir kapı açabilir. ​

 

  • Bu sorgulamaya eşlik eden duygu ve düşüncelerinizi fark edin​

  • Bu duygu ve düşüncelerin hayatınızdaki hangi önemli yaşam alanına ya da ilişkiye işaret ettiğini belirleyin.​

  • Bu alanda ya da ilişkide sahip olmak istediğiniz ilkeleri, özellikleri, yapmak istediğiniz eylemleri ve bu eylemlerin niteliklerini belirleyin.​

  • Bunları belirlerken sizin yapabileceklerinize odaklanın (diğer insanların nasıl davranmasını, nasıl düşünmesini istediğinize değil).​

  • Bu adımları izlemekte zorlanıyorsanız video yardımı için tıklayınız.​

BİZİMLE PAYLAŞ

Eğer siz de bu yas sürecinden geçtiyseniz ya da geçiren birine yakından şahit olduysanız, benzer şekilde zorlanan diğer kişilere faydası olacağını düşündüğünüz tecrübelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Linke tıklayınız.

DÜŞÜNCELERİNİZ

BİZİM İÇİN DEĞERLİ

Görüşleriniz bizim için çok değerli. Lütfen siz de, yardımcı olmak için bizimle paylaşın.

1- Sitede aradığım bilgileri kolaylıkla bulabildim

2- Siteyi faydalı buldum

3- Sitenin tasarımını beğendim

4- Bu siteyi başkalarına tavsiye ederim